Faydasının dokunacağını düşündüğüm bir kampanya !!!

Haberiniz olsun...

"Carmina'dan 15 TL ve üzeri alışveriş yapanlara, ruj ya da göz simi ya da kalem far kazanma şansı; 20 TL ve üzeri alışveriş yapanlara, top allık ya da üçlü far ya da krem far ya da terracotta tekli far kazanma şansı; 25 TL ve üzeri alışveriş yapanlara, vücut simi ya da terracotta ikili allık kazanma şansı.Kampanya için satış noktaları rengarenk balonlarla süslenecek. Yapmış olduğunuz alışveriş miktarına göre farklı renkte bir balonu patlatma hakkı kazanacaksınız. Patlattığınız balonun içinden çıkan kağıtta yazan sürpriz hediyeyi kazanacaksınız. Stoklarla sınırlı olan bu kampanyayı kaçırmayın. "
Sevgiler...
Delikadın Nuray

Denedimbiliyorum sitesi kurulduğundan beri üyesi ve takipçisiyim.
Geçenlerde katıldığım anket sonucunda bana bu paketi yollamışlar…

Şimdi sıra Ariel Uzman Leke çıkarıcısını deneme zamanı…En kısa sürede deneyeceğim ve göreceğim...

Sevgiler...

DeliKadin Nuray



Siz hiç gittiniz mi bilmiyorum Darıca Hayvanat Bahçesi & Kuş Cenneti ve Botanik Parkı gerçekten gidilip görülmesi gereken bir yer… Çocukluğumda birtek Gülhane parkına gittiğimizi hatırlıyorum.
İnsan çocuğu olunca böyle yerleri de görmek istiyor onunla beraber…

Farklı tecrübeler kazandırmak istiyor …

İlk ziyaretimizi henüz 1,5 yaşındayken yapmıştık sonra 4 yaşında…

Tabii ki çok fark etti :) Çektiğimiz fotoğraflar buzdolabının üzerinde yatağımızın üzerinde asılı :)Tekrar ne zaman gideceğiz deyip duruyor:)

Herşeyin dışında bu bir özel hayvanat bahçesi ve giriş parası ve bazı üye olanların yaptıkları bağışlarla hayvanlara bakım yapmaya çalışıyorlar…

Fazla bir şey değil yalnızca ziyaret etmemiz bile onlar için iyi bir şey…

Hem de gerçekten çok çeşitli , güzel hayvanlar var…
Tam bir kuş cenneti adı gibi… Ne ararsanız var diyebilirim…

Hele o maymunlar… Yiyecek atmayın diyorlar ama :) Çaktırmayın biz atıyoruz… O kadar sevimliler ki… Antep fıstığının kabuğunu çıkartıp nasıl yediklerini , fıstık için nasıl ağaca tırmanıp hareketler çektiklerini görmeniz lazım.. İzlemek bile inanılmaz keyifli..

Çok güzel çocuk parkı var içinde.. İnanılmaz uzun kaydıraklar... Çocuklar hayvanlarla yeni bir tecrübe kazanırken aynı zamanda eğleniyorlarda ...

Anadolu yakasına sırf bu yüzden bile geçebilirsiniz… Otobandan çok kısa sürede ulaşılabiliyor.

Hayvanat bahçesinin sitesinden de hem kroki hemde ulaşım bilgisine rahatça erişebilirsiniz.


DeliKadın Pınar
Valla esasında cinsiyeti belli olmadan alışveriş yapmak adetim değildir ama mothercare de bu 3'lü sleepsuiti görünce dayanamadım :)
Biliyorum biraz daha çok erkeğe yakın ama olsun kızda giyer erkekte giyer diye attım çantaya ...
Çocuklu anneler mutlaka bilginiz olsun her ayın 15'i Mothercare de pırlantalı ürünler günü... Yani %50 indirim...
Eğer %50 indirim dönemindeyse mothercare şanslısınız bir %50 de pırlantalı ürünlerde oluyor... Güzel şeyler mutlaka denk geliyor ben şimdi hastane çıkışlarını bekliyorum :)
Bu arada çarşamba günü erken fetal biyometri ve ikili test için sabah erkenden Prof.Dr Murat Yayla'ya gidiyorum... Umarım detaylı ultrasonda cinsiyeti de görürde artık yok kız yok erkek olacak muhabbetinden kurtulur bende bebeğimin cinsiyetini öğrenmiş olurum :)))


Öğrenince size de yazarım mutlaka :)
Meraksız günler,

DeliKadın Pınar
Dün bu konu başlığı ile bana gelen bir maili paylaşmak istedim sizinle...

Öyle çok hoşuma gitti ki...Resimlere baktıkça bende 81 doğumlu biri olarak "Aaaa evet bu da vardı dimi"demekten alıkoyamadım kendimi...

Zamanında çok yaptığımız,kullandığımız hatta sevdiğimiz ama şimdi unutmaya yüz tuttuğumuz öyle çok şey varmış ki...

Şimdi yüzlerinizde küçük bir tebessüm yaratacağına inandığım Nostalji zamanı!!!


80'lerde çocuk olmak demek ;


Susam Sokağı'ndaki Edi Büdü demek...



Birbirimizin hatıra defterine yazı yazmak demek...


Barış Abi'nin 'Adam Olacak Çocuk' programını kaçırmamak demek...


Saat sorulunca "eti kemik geçiyor"demek...



TRT'nin yayın akışı bitişinde istiklal marşını dinlemek... Hatta tiz "biiiiiiip" sesi çıkana kadar TV'yi kapatmamak demek...



Sinek ilacı arabalarının bıraktığı bulutun arkasından deli gibi koşmak demek...


Televizyonun sesini açmak ve kanalları değiştirmek için bin kere kalmak ve üstündeki düğmelere, basmak demek...


Telefon görüşmelerinde jeton kullanmak ve sıra beklemek demek...



Okula siyah önlük ile gitmek demek...


Dantel yaka ya da bez yaka takmak demek...


Bay Meraklı'yı bilmek demek...



Devamı gelecek!!!

Sevgiyle,

DeliKadın Nuray


Yazın ortasında piknik yapmak için gittiğimiz yerde küçük bir tura çıkmıştık ki aman Allah'ım ne göreyim!!!

Kocaman kocaman birbirinden güzel kozalaklar...
Hepsi beni al dercesine yerlere uzanmışlardı.Bu güzel şeyleri yerlerde bırakamazdım ve onlarla güzel birşey yapmalıydım.

Arkadaşlarımın "Ne yapacaksın Allah aşkına onlarla" sözlerine aldırmadan onları birer altın bulurmuş sevinciyle toplamaktan kendimi alamadım...

Bir an önce kozalaklarımı evimde dekor olarak kullanmak istediğim içinde daha yolda iken ne yapabilirim diye düşünmeye başlamıştım bile.Sonra aklıma onları nalburdanda bulabileceğiniz sprey boyalarla boyamak geldi ...
Ve tatatatammmmmm... İşte karşınızda salonumun tam ortasında güzel övgüler alan altın sarısı kozalaklarım.
Hasır sepetim ise İkea'dan...

Delikadın Nuray

Geçtiğimiz günlerde çok sevdiğim iki dostumuzun tatil yolculukları ne yazık ki bir trafik kazası ile sonuçlandı.

Araba kazadan sonra hurdaya çıktı ama şükürler olsun ki ikisi de çok küçük kazalarla o arabadan sağ salim çıkabildi… Hemde arabanın karşı yola geçip 30 mt boyunca defalarca takla atıp ters bir şekilde durmuş olmasına rağmen…
Kader , kısmet bambaşka bir konu ama ikisinin de takmış olduğu emniyet kemeri gerçekten hayatlarını kurtardı…
Bu olaydan sonra öğrendik ki;
Araba son modelde olsa, bütün güvenlik sistemleri ile donanımlı olmuş da olsa, emniyet kemeri bağlanmadığı sürece airbag açılmayacaktır.
Nedenine gelince;
Emniyet kemeri takılı olmadığı için kişi çarpma sonucu öne doğru savrulacak ve o sırada açılan airbag'in içinde boğulma tehlikesi yaşayacaktır.
Biz bu hayati önemli detayı ne kadar gözden kaçırmış olursak olalım bunu bilen otomotiv üreticileri bu ince detayı kaçırmamışlar...Ve buna göre önlemlerini almışlar.

Sizde önleminizi alın ve arka koltukta bile otururken kemerlerinizi bağlayın hatta bağlatın...

Sizde o kemerleri süs yerine yapıldığını düşünenlerden değilsinizdir umarım...

Sağlıcakla...
DeliKadin Nuray

Üye olduğum Denedimbiliyorum sitesi bana Braun Silk-epil ürünü için 20 TL ve 30 TL'lik indirim çekleri göndermişti.
Epilatörüm olduğu için bu kuponları kullanamadım ama sizden biri zaten epilatör almayı düşünüyordum bu kupon ilaç gibi gelecek derse aşağıdaki mail adresimden bana mail atması yeterli.
Yalnız elinizi çabuk tutun çünkü bu kuponlar 31 Ekim 2009 tarihine kadar geçerli...

Geçenlerde iş arkadaşlarımızla öğle yemeğine Doğuş Power’e gittik.Bir arkadaşımız salata siparişi vermeye gitti ve geldiğinde elinde salata yerine bu ufo tarzı şey ile gelince hepimizde bir merak ve şaşkınlık söz konusu oldu.




Meğerse bu şey ile kasa önünde beklemeyip alışveriş merkezi içersinde istediğiniz yere gidebiliyormuşsunuz…Siparişiniz hazır olduğunda da ufo gibi ışıkları yanıp sönmeye ve titremeye başlayıp sizi uyarıyor…

Süper bir şeymiş gerçekten…
Kim icat ettiyse aklına sağlık valla…
DeliKadin Nuray


Ağustos ayında İzmir’e gittiğimizde Balçova-Kipa mağazasından koca bir kutu kurabiye kalıbı almıştık…Her Cuma okulda mutfak etkinliğinden bu tarz şeylere alışık olan bıdık oğlum sürekli anne hadi kek yapalım, kurabiye yapalım deyip duruyordu…

Bayramın 2. Günü hafif hastayız diye ailece dışarı çıkmama kararı aldık… Hadi ne yapalım derken kurabiye geldi aklımıza…


Hemen internete girip bir tuzlu kurabiye tarifi buldum…

Sevgili Selin Çağlayan’ın kurabiyeleri hakkında güzel yorumlar yapılınca deneyelim diyerek kolları sıvadım… Tarifte her detayı hatta püf noktasına kadar verdiği için hiç zorlanmadan gayet güzel hamuru yoğurdum ve buzdolabında beklettim…

Ardından oklava ile açarak oğlumun önüne koydum… Bütün kalıpları teker teker deneyerek kurabiyeleri yaptı… Babasıda bu konuda bizden yardımlarını esirgemedi ve 2 tepsi kurabiyemiz oldu. Bol bol afiyetle yedik… Hatta okul arkadaşlarına bile götürdü ama kıyamamış :) tekrar geri getirmiş onları :)

Bende dün şirket arkadaşlarıma getirip ikram ettim gerçekten çok lezzetli pastane kurabiyesi gibi olmuştu… ve herkes bayıldı... Yiyenler yorumlarını yapacaklardır :)

İşte size güzel ve pratik tarif

Malzemeler;
5,5 su bardağı un
1 yumurtanın akı (akı hamurun içine, sarısı da üzerine sürülecek)
1 su bardağı sıvı yağ
1 paket tereyağı ve margarin(oda sıcaklığında)
1/2 su bardağı su
2 dolu yemek kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 pk kabartma tozu

Yapılışı:
Un, tuz, kabartma tozu ve şekeri karıştırın. Margarini elinizle minik minik bölerek ilave edin ve mıncıklayarak pütürlü bir karışım oluşturun.
Sıvıyağ, yumurta akı ve suyu da ilave ederek kulak memesi yumuşaklığında ve ele yapışmayan bir hamur elde edin.Un yeterli gelmezse biraz daha un ilave edebilirsiniz.. Kolay şekil vermek için 15-20 dakika buzdolabında bekletin.
Hamuru oklava veya merdane yardımıyla çok inceltmeden açıp kurabiye kalıplarıyla kesin ve yağlı kağıt serili tepsiye dizin. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp , susam yada çörek otuyla süsleyebilirsiniz. Sonra 180C önceden ısıttığınız fırına sürün tepsileri :)

Sizde deneyin mutlaka… Afiyet olsun…

DeliKadın Pınar
Yıllar geçse de üstünden bu kalp seni unutur mu?

10. yılımızı devirdik..

Evlilikte değil belki henüz ama beraberliğimizin tam 10. Yılı bugün…

10 yıldır benim gibi manyak bir kadına katlanan sabırlı kocama binlerceeeeee kez teşekkür ediyorum herkesin huzurunda…

Canım kocacığım seni çok seviyorum…

Resimdekiler de kocişimin bana yolladığı çiçekler var…

Bende ona orkide yolladım :)
Akşamda eğer ufaklık yuva çıkışı çok uykusuz olmazsa yemeğe götüreceğim onları ama henüz bu belli değil…

DeliKadınPınar

Hamileyim ya… Herkesten torpilliyim…

Nasıl mı? Bu portakallar yılın ilk mahsulü … Yeşil olduklarına bakmayın önce bende kargo poşetini açtığımda aman allahım demiştim bunlar çok ekşidir ama değilmiş… Miss gibi sulu ve harikalardı…

Emeği geçen arkadaşım Uğur’a , kız arkadaşı Derya’ya ve adını bilmediğim portakalları benim için toplatan arkadaşa teşekkür ederim…

Antalya da benim için yeni portakal henüz bulamayınca Derya devreye girmiş ve Ziraat mühendisi bir arkadaşından rica ederek dalından erkende olsa Adananın portakal ağaçlarından benim için toplanmış…

Sonra mı?
Hasta oğluşum ile birlikte afiyetle götürdük :))

Ne güzel şey şu hamilelik :)
DeliKadın Pınar



Bir tohumun fide haline geldiğini görmek, büyük bir özen ve sabır karşılığında günden güne büyüdüğüne,serpildiğine ve meyveler verdiğine şahit olmak benim için tarifi olmayan bir mutluluk oldu hep.

Evlenmeden önce de evlendiğim günden beri de balkonumda taze bitki yetiştirmek için özeniyor ama bir türlü hayata geçiremiyordum.

Ta ki geçenlerde arkadaşım Esra’nın balkonunda küçük küçük biber ve domatesleri görünce bu isteğimin artık karşı konulamaz hale geldiğini hatta içimde kıskançlık duygularımın açığa çıktığını anladım ve hafta sonu soluğu bahçe malzemeleri de satan bir yapı markette aldım.

Bir an önce saksıları balkonuma yerleştirmek için çeşit fark etmeksizin sadece hemen dikebileceğim tohumları bulmak istememde ne yazık ki beni başarıya götürmedi. :(

Maalesef çünkü hepsinin ekim zamanı Ocak ayına geliyor...
Boynu bükük ve bomboş ellerimle oradan ayrılmak zorunda kalmış olsamda inanın dönüşüm MUHTEŞEM olacak...

Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık...
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "Çok şükür bugünü de gördük" diyebilmek...
”Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır”
Küsken barışmak, ayrıyken kavuşmak, suskunken konuşmak bayramdır.


Sevdiklerinizle beraber huzurlu,mutlu bir bayram geçirmeniz dileğiyle...

Mutlu bayramlar

İki Deli Kadın

Yılmaz Özdil'in 16 Eylül tarihli yazısı beni o kadar etkiledi ki paylaşmak istedim bir kez daha...

Tabii ki Yılmaz beyden izin alarak. Teşekkürler Yılmaz Özdil. Yüreğine kalemine sağlık...


MUSA

Musa15 yaşında...
Çok başarılı öğrenciydi Musa.
Öğretmen olmak istiyordu.
Sabah okuluna gidiyor...
Sonra çobanlık yapıyordu.
Babası garibandı çünkü.
* * *
Tam bir sene önce, gene böyle bir sabah... Çıktı tek göz oda, ağıldan bozma evinden kör karanlıkta, yürüye yürüye, 2 kilometre, sırtında çantası, şehirlerarası asfalta geldi... İzmir Aliağa'ya bağlı Kapıkaya Köyü'nde yaşıyordu, köyde okul yok, okul Yenişakran'da... Türkiye'nin en batı ucunda, bütün yatırımlar oraya yapılıyor denilen coğrafyada, Türkiye'nin en doğusundaki yaşıtlarıyla aynı kaderi paylaşıyordu; taşımalı eğitim... Servis bekliyordu.
* * *
Yakaladı yakaladı...
Kaçırdığında okuluna gitmesi imkânsız.
O nedenle, gün doğmadan kalkıyor, en az 2 saat yolu hesap ederek, saat 6 civarında asfaltta oluyordu.
Asfalt rampa.
* * *
Göründü yarım saat sonra servis minibüsü... Manisa'nın Karaahmetli Köyü'nden başlıyor, çocukları toplaya toplaya, en son Musa'yı alıyor, Yenişakran'a varıyordu. İçerde, biri şoför, biri engelli çocuğuna refakat eden anne, toplam 27 çocuk... Musa 30'uncu.
* * *
Durdu önünde her sabahki gibi, bindi Musa, hareket ettiler. Ama bir acayiplik vardı... Şoför döndü Musa'ya öfkeyle, “Bak seni almak için durduk, fren patladı, niye rampada duruyorsun, 100 metre yürüyüp düzlükte dursana!” diye bağırdı... Yer kalmadığı için ayakta dikilen Musa, büktü boynunu, ne desin, zaten bütün çocuklar ona suçlu gibi bakarken ne diyebilirdi ki? Bir ara göz göze geldi en sevdiği sınıf arkadaşı Hidayet'le... Hidayet gülümsedi, çaktırmadan şöyle bir salladı elini havada “Boşver” manasında, “boşver, üzülme...”
* * *
Dandik asfaltta haldır haldır gitmeye başladılar, 1 kilometre, 2 kilometre, 3 kilometre... Yenişakran'a 4 kilometre kala, olanlar oldu, trafolar bölgesinde dik yokuşun sonundaki sert viraja daldı minibüs, “Fren boşaldı” diye bağırdı şoför, savruldular, korkuluk morkuluk yok tabii, uçtular Tütünlü Deresi'ne... Önce çığlıklar, 3 takla, 5 takla, darmadağın oldu, zaten darmadağın haldeki minibüs, sonra trajik sessizlik.
* * *
İsmail oracıkta öldü. 9 yaşındaydı. Recep öldü, Murat öldü. 15'indeydiler. Ve, gülümseyerek kan kardeşine moral vermeye gayret eden Hidayet... Ambulanslar geldiğinde nefes alıp veriyordu hâlâ... Hastane, doktor, ameliyat, olmadı... Hidayet de gitti.
Ya Musa?
Kafası yarılmıştı, sağ el bileği ezik...
Hatta, o feci kazanın haberini yapan gazeteler, Musa'nın bandajlı fotoğrafını koymuşlardı, “Açılan kapıdan fırladı, kurtuldu” diye.
* * *
Kurtulmuştu hakikaten Musa... Sağ çıkmıştı o tabut minibüsten... Ama kâbuslardan kurtulamadı... Hidayet her gece rüyasına giriyor, gene gülümseyerek “Boşver, üzülme” diyor ama, şoförün “Bak seni almak için durduk!” diye bağırması kulaklarından gitmiyordu, çın çın... Bıraktı okulu. Gitmedi bi daha.
* * *
Ve, bir sene sonra...
* * *
Bilirkişi, en fazla 12 yaşında olması gereken servis minibüsünün, daha eski, 15 yaşında olduğunu, frenlerin kazadan çok önce patlak olduğunu tespit etti; balatalar erimişti. Aslında servis minibüsü bile değildi, öyle olsaydı, “S” plaka taşımalıydı, taşımıyordu. Buna rağmen, hiç kimse şikâyetçi olmadı... Savcı hariç... Kamu adına dava açtı, bilirkişi raporunu koydu hâkimin önüne, hâkim de, hiç tereddüt etmeden 10 sene hapis verdi şoföre... Giden gitmişti ama, hiç olmazsa suç cezasız kalmamıştı.
* * *
Ve, önceki gün...
Yıldönümüydü.
Kapıkaya Köyü'nün kabristanında anma töreni yapıldı. İsmail, Recep, Murat ve Hidayet'in ardından dualar edildi. Musa da oradaydı... Gene kenarda, gene boynu bükük. Ve gene, bir senedir her gördüğüne söylediği gibi, “Benim yüzümden, keşke düzlükte dursaydım, benim yüzümden” diye ağlıyordu. Ne büyükleri teselli edebiliyordu onu, ne mahkemenin verdiği adil karar rahatlatabilmişti vicdanını, ne de rüyasında “Boşver” diye gülümseyen Hidayet.
* * *
Bitti tören.
Gitti evine.
Astı kendini Musa.
* * *
Bir sene dayanabilmişti buna.
* * *
Evet, Japonya değil burası...
Kimseden harakiri yapmasını beklemiyoruz.
Alışığız, istiflerini bozmayacaklarını, istifa etmeyeceklerini de biliyoruz. Ama “Sprey yüzünden oldu, yok efendim buzullar eridi, dünyanın suçu” filan, ayıptır beyler.
* * *
Başta minik Dila... 30 küsur günahsız sel kurbanından utanmıyorsunuz, bari, Musa'nın yüreğinden utanın da, hiç olmazsa bir özür dileyin.


Minik Dila Bursa'da bulundu. Dünde cenaze namazı kılındı minik yavrunun... Bir anne olarak o kadar etkilendim ki bu olaydan... Hep nasıl dayanacak bu anne acıya diyorum.

Allah öbür evladını korusun ailesine bağışlasın... Ve bol sabır diliyorum...
Keşke acısını azaltmak için bir şeyler yapabilsek :(
En sevdiğim yemek diyebilirim kendisine ... Yemekten ve yapmaktan büyük zevk duyuyorum.
Fırında pişerken etrafa yaydığı koku muhteşem…


Sıcacık çıkardıktan sonra o cornflakslerin ağzımdaki tadı inanılmaz :)

Kime yaptıysam bugüne kadar herkes bayıldı…

Cumartesi günü yine yaptım. Yaparken siteye de yazarım herkesle paylaşırım diye cep telefonumla resimlerini de çektim…

Malzemeler (4-6 Kişilik)
750 gr Göğüs
3-4 Orta Boy Patates
2 Diş sarımsak
1 çay bardağı Soya Sosu
Nestle Corn Flakes (Yaptığınız kabı kaplayacak kadar)
1 Pk. Krema
Kaşar Peyniri

Yapılışı :


Göğüs ve patatesleri küp küp doğrayıp , sarımsak ve soya sosu ile birlikte biraz dinlenmeye yatırıyoruz. Yarım saat yeterli oluyor.
Eğer çok acelem varsa pek fazla dinlendirmediğimde olmuştur. Daha sonra Corn Flakes’i borcama döküyoruz.
Üzerine de sosuyla beraber tavuk-patates karışımını eşit miktarda koyuyoruz.




1 pk kremayı her yerine eşit şekilde üzerini kaplayacak şekilde dağıtıyoruz.

Ardından önceden ısıttığımız 180 C deki fırınımıza koyuyoruz. Eğer önceden ısıtmışsak fırını yaklaşık 45 dk da pişmiş oluyor.

Piştikten sonra rendelediğimiz kaşar peynirini üzerine koyuyoruz ve tekrar fırına itiyoruz. Fırını kapatabilirsiniz sıcaklığıyla kaşar peynirleri
üzerinde erimiş oluyor …




Servis için yanına pilav öneriyorum…
Pilavla beraber bu müthiş lezzeti mutlaka yapıp yemelisiniz..


Şiddetle tavsiye ediyorum…

DeliKadın Pınar




Geçenlerde ekip arkadaşım DeliKadin Pınar'ın da bahsettiği ;

Muhteşem yazar Stephenie Meyer’in romanından uyarlanan “ALACAKARANLIK” filminin ikinci serisi YENİ AY/New Moon” 20 KASIM 2009 Cuma Günü vizyona giriyormuş.


İlk 2 Kitabını bir solukta okumuş olmama rağmen filmini de seyretmek için sabırsızlıkla bekliyorum.Hala okumayanlar kaldıysa bir önce kitapçıya....

Orijinal sitesine buradan ulaşabilirsiniz.


Kendime hamile kıyafeti ararken rastladım bu siteye... Ne kadar güzel şeyler düşünmüşler...
Oğluma en kısa sürede bu-tshirt ten yaptırmalıyım... Zaten abi olacak diye pek havalarda okula giderkende giyip gururunu okşamak için ideal diye düşünüyorum...

Sizce nasıl?
Sizde ilginç tasarımlara göz atmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz...

DeliKadın Pınar




"Günler öyle çabuk geçiyor ki...

Daha dün gibi aklımda diyorum...

Zihnimde kalan anılar, elimde kalan ise sadece fotoğraflar..."



Sizde benim gibi özel anlarınızın, sevdiklerinizin profesyonel bir fotoğrafçının sade ama şık objektifinden çıkmasını isteyenlerdenseniz işte size bir adres...


Siteyi inceleyin ve doğaçlama resimlerin büyüsüne kapılın...



Sevgiyle...


DeliKadın Nuray

Şimdilik ilgi alanıma girmeyen ama ekip arkadaşım Pınar'ı ve onun gibi 2 küçük çocuğa sahip olacak veya olan anne ve babaları fazlasıyla ilgilendirebilecek bir konu…

Mucize Aparat Buggy Board



Açıklamaya gerek yok resimde her şey apaçık zaten.Pusete takıyorsunuz ve küçük çocuklarınızın ikisini birden taşıyorsunuz :)
Türkiye’de şu an yok.Bir ara e-bebek getirmiş ama neden sonra satmaktan vazgeçmiş.
Ama ebay gibi sitelerde ürünün satışı mümkün.Böyle bir şeyin var olduğunu ikidelikadın sayesinde bilinde satın alması artık sizin marifetinize kalmış.

Orijinal sitesine buradan ulaşabilirsiniz.


Daha önce keşfedemediğime çok üzüldüğüm ama hem lezzet hemde görsel olarak beni çok mutlu eden Nesrin HN'a yaptırıyorum tüm pastaları 2 senedir...

Çok çok memnunum... Sizde deneyince kesinlikle farkı anlayacaksınız...

En son yakın arkadaşımın oğlu için 1 yaş pastası istedim... Yalnızca mavi ve 1 yaş temalı olsun dedim geri kalan herşeyi Nesrin HN'ın zevkine bıraktım...
İyi ki de bırakmışım...


Klasikler dışında herkesin lezzet ve görsel olarak bayıldığı bir pasta oldu...



Afiyet Olsun...
DeliKadın Pınar

Ne pişiricem diye düşünmeyin hadi tavaları tıklayın ...
Benim çok hoşuma gitti :)) Eminim sizinde çok hoşunuza gidecek !!!


http://www.acillezzethatti.com/

Şimdi mailinize ‘Kan aranıyor’ diye bir mail gelse ne yaparsınız?
Çalışıyor iseniz hemen çalıştığınız şirkette belki çekinerek tanıdığınız tanımadığınız her personele , arkadaş grubunuza bizim gibi sizde mail atarsınız değil mi?

Ama bu uygulamadan çok farklı takdir edilecek bir yöntem daha varmış!!!
Babamın ameliyatı için kan arama telaşımızda çocukluk arkadaşım Esra’nın çalışmış olduğu yabancı bir şirkette uygulan kan arama yöntemini duyup ‘BRAVO VALLA’ dediğim şeyi belki size , çalıştığınız şirkete faydalı olur düşüncesiyle paylaşmak istedim.

Sisteme gelince ;
Şirket mail adres defterinde kan grubuna göre bir gruplandırma yaptırmış.İhtiyaç durumunda (İnşallah bu durumla hiç karşılaşmazsanız) aradığınız kan grubunu defterden seçip o kan grubuna ait tüm kişilere mail gönderiliyor.(Nokta atış olduğu için insanlar belki daha duyarlı olur düşüncesi var sanırım.)
Kan vermek istemeyen insanlar olur da canınız sıkılmasın diye de mailin kimlere gittiğini göremiyorsunuz çünkü kan vermek isteyen insan zaten size her şekilde ulaşacaktır düşüncesi de ise bambaşka bir duyarlılık…

Darısı bunu düşünemeyen tüm şirketlere…


Ama ben buna bayıldım...
Hemen hamile arkadaşlarıma ve eşlerinide CC kısmına koyarak mailleri attım...

Hepimizin canı bundan aşerdi dedik :)

Ama biraz araştırma yapıp fiyatını görünce sanki vazgeçtim... Birde İstanbul sokaklarında bunu kullanmak çok zor gibi... Ancak sahilde, Bağdat caddesinde falan belki... Ama gerçekten anneler için müthiş bir buluş olmuş...

Bisiklet / Puset hakkında ufak bir bilgi:
Bu bebek arabası 20 saniyede, bir bisiklete dönüşüyor. Geliştirici mühendis ekip tarafından 4 yıl süren uzun uğraşlar sonucu hayata geçirien bebek arabası ile, 0-6 yaş arası çocuklar taşınabiliyor. Hem güvenli hem işlevsel bisiklet, çocuğunuzla keyifli kısa seyahatler yapabilme olanağı sağlıyor.Taga bebek arabası ilk olarak ingiltere'de satışa sunulmaya başlamış.

Fiyatı £1,695.
DeliKadın Pınar
Geçen hafta aile dostumuzun 3,5 yaşındaki cimcime kızları Durucuk bizim yapamadığımızı yaptı ve kamera karşısına geçip röportaj verdi.

Kamera karşısında utanmış sıkılmış ama yinede konuşmuş valla şakır şakır..

Örnek röportajları seyretmek isterseniz buraya

Yok bende çocuğuma,yiğenime böyle güzel bir macera yaşatmak ve büyüdüğünde ona çocukluğundan güzel bir hatıra bırakmak istiyorum derseniz
http://www.yumurcak.tv/ adresine girin ve sağ alt köşede bulunan formu doldurun.Sonrada sizi programa davet etmeleri için bekleyin :)

Beni de haberdar etmeyi unutmayın sakın…

DeliKadın Nuray
Kimse bana 4 kitaptan oluşan seri bir kitap okuyacaksın diyemezdi... Çünkü bu tarz hikayeler beni sıkar, boğar vs...Sırf bu yüzden kutulu satılmasına rağmen setini almadım :) Beğenmezsem yazık günah verdiğim paraya falan diyordum..

Halbuki forumlarda bu kitabı elinizden bırakamayacaksınız diyenlere pekte inanasım gelmiyordu açıkçası...

Yer Çeşme tarih 19 Ağustos Çarşamba kitapçının önünden geçerken ya alsam mı falan diye kaldım... Halbuki yanımda 2 farklı kitap götürmüştüm tatilde okurum diye ama elim bir türlü gitmedi onlara...
Sonra bir anda karar verip Alacakaranlık ve Yeniay'ı aldım... Birkaç gün bekledim önce başlamak için... Sonra Kuşadası sahilinde bizimkiler denize girerken baba-oğul kendimi okurken buldum... Sonra mı? Bir çırpıda bitirdim... 1 hafta bekleyip Yeniay'a başladım... Oda bitti hemen...

Şimdi Tutulma ve Şafak Vaktini gidip almak için vakit kolluyorum... En kısa sürede hemen alıp okuyup bitirmeliyim...

Hatta ekip arkadaşım Nuray'a da okuması için bir tanıdığı vermiş ama vampirler falan diye ürkmüş aman dedi ben okuyamam öyle 4 kitap falan :) Dedim ki lütfen benim için oku... Şimdi bırakamıyorum bana diğerlerini getir diyor ...
Yani benim için gerçekten sürükleyici bir aşk hikayesi bu... Gerilim falan değil...Bende olsam vampirle o büyük aşkı yaşardım:)
Aşka saygımız sonsuz...

Bu arada kim bu güzel kitapları yazan kadın dedim ve sizinle de ufak bir bilgi paylaşmak istedim.




Stephenie Meyer(d. 24 Aralık 1973) Alacakaranlık serisi ile tanınan ABD'li yazardır. Otuz yedi farklı dile çevrilen Alacakaranlık romanları dünya çapında kırk iki milyondan fazla kopya sattı. Alacakaranlık romanının aynı adlı film uyarlaması ise 21 Kasım 2008'de gösterime girdi ve yaklaşık 380 milyon dolar hasılat elde etti. Meyer'in ayrıca The Host adlı bir bilim kurgu romanı da vardır.Meyer USA Today tarafından 2008'de "Yılın Yazarı" seçildi. Alacakaranlık'ın en çok satan kitap olduğu 2008'de Meyer'in kitapları toplamda 22 milyon satarken yazar da o senenin birincisi oldu.Twilight Saga'nın dördüncü kitabı Şafak Vakti (Breaking Dawn), aynı kategoride J. K. Rowling'in Ozan Beedle'ın Hikâyeleri adlı kitabı ile yarışıyor olsa da Britanya Kitap Ödülleri'nde en iyi çocuk kitabı seçildi.

DeliKadın Pınar


Tchibo'yu duymayan kalmamıştır herhalde artık... Hem internet satışıyla hem de alışveriş merkezlerindeki mağazalarıyla hizmet veriyor.

Ben e-postalarına üye oldum... 15 günde yenilenen temaları sürekli mailime bilgi şeklinde geliyor...

Ama beni bu kadar mest eden bir tema sanırım görmemiştim...
Mutlaka ama mutlaka bir göz atınız...

İlgilenenler
buraya :)

Bu arada bir sonraki tema beni daha yakından ilgilendiriyor :)
Çocuklar Ne İster?

DeliKadın Pınar
Tupperware markasını daha önce duydunuz mu bilmem…
Ben duymuştum hatta ürünlerin bazılarını yakın çevrem kullandığı için biliyordum ama maalesef Mini Şef’i hiç duymamış ve görmemiştim.

Çok yakın bir arkadaşımın kendisini Tupperware ürünlerine adamasıyla bende yaklaşık olarak evliliğimin 2.yılında Mini Şef’imizle tanışma fırsatı buldum.Allahtan bu eziyet çok kısa sürdü.

Bu muhteşem aletin asıl görevi biz bayanlara büyük eziyet olan ve muhakkak her yemekte kullanılan soğanın suyunu çıkarmadan,ezmeden küçük küçük doğramak.Satın alırken bu paraya değip değmeyeceği konusunda tereddütlerim oldu tabi ki ama ta ki bu eziyetten kurtulmam için bir şeyler yapmam lazımdı :)

Kullanma şekline gelince…
1 Soğanı 4 e böldükten sonra içine yerleştiriyor ve kapağını kapatıyorsunuz…(içindeki keskin bıçağa çok dikkat)
Sonrada iki avucunuzun arasına alıp ellerinizi birbirine ters istikamette çeviriyorsunuz…İstediğiniz büyüklüğe göre 5-10 kere çevirin ve mucizeye sizde şahit olun…
Fiyatına gelince ;
Ben kampanya fiyatından yararlanmış ve 30 tl ye almıştım…
Kulaklarımıda çınlatırsınız artık!!!
DeliKadın Nuray
Çok sevgili arkadaşım Esin bu işe öncü olanlardan…
Fiyat olarak diğer sitelerle kıyasladığınızda fiyatlar gerçekten çok uygun.Modelleri incelemek isterseniz aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz.


www.cetmex.com


Eğer sizde benim gibi fiyatları göremiyorum diyenlerdenseniz işte Esin’in maili
Resimlerin üzerine gelince resimler büyüyor ve fiyatları beliriyor, elimizde kalmayan ürünlerin fiyatları yazmaz, sadece fiyatı olanlar var. Eğer ki ilgileniyorlarsa tek bir mail atmaları yeterli.Ödeme yapıldığının ertesi günü kargoya veriliyor.” demiş sevgili arkadaşım…

Evinize, duvarınıza yeni bir hayat vermek istiyorsanız mail atmanız yeterli
ikidelikadin@gmail.com

Sevgiyle
DeliKadın Nuray

Hafta sonu yunuslarla ilgili izlemiş olduğum belgesel “bunu muhakkak bloguma yazmalıyım” dedirtti…

işte inanmak istemediğim detaylar ;
Vahşette 1. AdımAslında her şey yunusların senelerdir göç yolu olarak kullandığı Japonya açıklarındaki Taiji adalarında başlıyor.Bütün dünya ülkeleri istedikleri yunusların ebatlarını belirtiyor.(Türkiye’de ne yazık ki bu listede)
Sonra tüm balıkçılar bu sevimli hayvanların geçiş yollarına siper kurarak denize indirdikleri dev çubuklarla denizde korkutucu bir ses dalgası oluşturuyorlar…Bu sesten korkan yunuslar yollarını değiştirip ağlarla örtülü deniz kıyılarına kaçmaya başlıyorlar…Ve yakalanıyorlar…
Vahşette 2.Adım
Sosyal ilişkileri çok yüksek olan ve sürü halinde gezen yunusların her seferinde 300 tanesi tuzağa düşürülüyor…Ve sadece 10 tanesi gelen siparişe göre eğitmenler tarafından köle pazarından seçer gibi seçiliyor…Kalanlar geri mi bırakılıyor zannediyorsunuz…Tattoo Passion Edt ve Deo için 3.şifremiz : Tattoo Hayır hunharca katlediliyorlar…Vahşette 3.AdımSeçilen zavallı yunuslar doğasına aykırı şekilde sipariş edildikleri ülkelere teslim ediliyorlar…Tabi yolculukları sırasında ailesinden ve sürüsünden ayrıldığı için travma yaşamamış ve intihar etmemiş ise…(intihar şekilleri ise bilinçli olarak soluk almayı bırakmak)


Bu denli vahşet dolu bir maceradan geçtiklerini , üstüne para vererek seyrettiğimiz gösterilerdeki kanadı çizik, yüzgeci yamuk yunuslar gördüğümüzde anlamış olmalıydık…
Ama hiçbir şey için geç değil…
BU VAHŞETE ORTAK OLMAMAK VE BU ENDÜSTRİYİ BİTİRMEK İÇİN lütfen dolphin parklardan uzak duralım…
İnanın her şey doğasında güzel…


DeliKadın Nuray


BademKraker den beni takip edenler iyi bilir benim bir oğlum var... Şuan da 2 aylık hamileyim ve yeni bir bebeğe hazırlanıyoruz... İlk hamilelik gibi maalesef kolay geçmiyor bu sefer ki... Yoğun mide bulantıları ile uğraşıp duruyorum...


Ama sonra duydum ki bir bulantı bandı varmış :) İlaç gibi geldi bana :)

Hemen internette yaptım araştırmamı sonra doktorumu aradım. 2 farklı marka vardı doktorum Habibe Seyisoğlu Psiband'ı önerdi. Online olarak satın alma yöntemi pek cazip gelmedi çünkü beklemek benim için çok can sıkıcı olurdu... Eczane kanalı ile almaya karar verdim ve hangi eczanede var diye dağıtımını yapan Selçuk Ecza Deposu ile görüştüm... Sağolsunlar bana çok yardımcı oldular ve hemen bantları alıp koluma taktım...

Bantların ikisinin birden takılması gerekiyor. Bulantılarımda ciddi şekilde azalma var... Tabii ki tamamen ortadan kalkmış değil arada hissedebiliyorum ama eskiye göre çok çok daha iyiyim...

Tüm hamile bayanlara tavsiye ederim.

Fiyatı : 35 TL

DeliKadin Pınar



Muhtaç insanlara yardım etmeyi , gözlerindeki o ışıltıyı görmeyi sadece maddi anlamda yardım ederek olduğunu düşünürdüm.Çünkü etrafımdan öyle gördüm ve öyle öğrendim…
Taaa ki dün bir kalp hastanesinin veznesinde beklerken “Ameliyattan çıkan hastaya acil A rh (+) kan aranıyor” anonsunu duyana kadar…








Zayıfmışım, genç bir bayanmışım ,ramazanmış demeden düşünmeden gittim;
Düşünceli gözlerdeki umutsuzluğu IŞIĞA, UMUDA çevirdim…



Sizde gözlerdeki ışık olmak isterseniz;

Kan Bankası 'nı tıklayın…Hem de hiç düşünmeden…


Bu sitenin faydalı olduğunu nereden mi biliyorum? Geçen hafta babamın ameliyatı için buradan kan bağışı yapmak isteyen gönüllü insanlara ulaştık ve yardımcı oldular...


Ve hatta... Başka bir kana ihtiyacı olan bir kız çocuğu için arkadaşımızı yönlendirdik...


Gözleriyle teşekkür eden insanları görmek isterseniz sizde mutlaka uğrayın ve bir damla dahi olsa kanınızı bağışlayın....


Bugün sana yarın bana diye düşünün!!!


DeliKadin Nuray