Sevgili Kitap Kurdu beni bayram öncesi mimledi... Ama ben bayramda müthiş bir tatil yaparak (yanlış anlaşılmasın bir yere gitmedim evimde uzun uzun dinlendim, çocuklarımla vakit geçirdim) miskin miskin takıldım... Bugün ise çooook uzun zamandan beri yapmadığım birşeyi yapıyorum... Kızım uyuyor, oğlum anneannede kaldı ve dolayısıyla laptopta bana kaldı :) Açtım bilgisayarımı bloglarda geziniyorum, anneme yaratacağım yeni iş için araştırmalar yapıyorum vs.vs....


Dedim bana verilen görevi hemen yerine getirip mime cevap vereyim...


Öncelikle Mim'i anlatalım... Neymiş bana gönderilen mim'in konusu?

Kitaplığınızın karşısına geçin.Gözlerinizi kapatın.Derin bir nefes alın.Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin.Şimdi gözlerinizi açın.Bir kitap seçmiş durumdasınız.O kitabı satın aldığınız, ya da hediye gelmiş de olabilir, anı hatırlamaya çalışın.İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın.Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin.Evet, ne güzel bir koku bu!55.sayfayı bulun.Sayfayı tekrar okuyun.Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu blogunuza yazın.Daha sonra siz de 3 arkadaşınıza cevaplaması için gönderin.

Bu benim için hiç zor olmadı :) Kitaplığımın olduğu yerin ampülü patlamış o yüzden gözlerimi kapatmadım :)
Elimi rafta gezdirdim ve son okuduğum kitaplardan biri geldi şansıma...Esasında ciddi bir okuyucusu var bu kitabın ama benim hikayem biraz farklı...
Kitap:  Elif Şafak / Aşk
Çıktığı günden bu yana ciddi anlamda okunan, satış grafiği yakalayan bu kitap nedense bana baştan beri hiç cazip gelmedi... Herkesin elinde görüyor olmaktan son derece rahatsız değildim tabii ama bu beni kitaptan daha bir soğutmuştu... Üstelik bana Olci'nin yolladığı Şems'in 40 kuralını okumak son derece sıkıcı geldiğinden ilk 10 kuralı belki okudum ... Off okuyamam ben böyle şeyler dedim çıktım işim içinden... Sonra mı? :) Geçtiğimiz haftalarda ekip arkadaşlarım lütfen Aşk'ı oku diye çok ısrar ettiler. Yok hayır okumak istemiyorum lütfen desemde masamda buldum kitabı... Peki dedim okumaktan zarar gelmez ama baştan peşinen anlaştım bakın sıkılırsam bırakıcam yarım haberiniz olsun :) Tamam dediler sen başlada sıkılırsan bırakırsın... Neyse fazla uzatmıyım sıkılmak ne kelime bayıla bayıla tüm kitabı yaladım yuttum... Hatta sonrasında kızlarla Konyaya gitme planları yaptık. Bu kitabın hemen arkasından Ahmet Ümit'in Bab-ı Esrarı okudum. Şimdi sırada ne var biliyor musunuz ? Ben ciddi ciddi Mevlana ve Şems-i Tebriziyi merak ettiğimden Mesneviyi okumaya karar verdim.. En kısa sürede alıp okuyacağıma emin olabilirsiniz. Ve en kısa sürede Konyaya gidip türbelerini de ziyaret edeceğim... Başka türlü bu kitapların etkisinden kurtulmama imkan yok. Birde Sema gösterisini izlemek istiyorum :)

Neyse gelelim Mim'e :)

İlk kez okuduğumda neler hissettiğimi yazmadım ama kitabın beni ne kadar etkilediğini sanırım anlamışsınızdır.
Gelelim 55. sayfaya....

Aşk / 55.sayfa / 2.paragraf...
Bu lafı duyar duymaz hancı kızgın tavaya değmiş gibi elini çekip benden uzaklaştı. "Bana bak derviş, seni hiç sevmedim" diye söylendi. "Bu gece burada kalabilirsin. Ama sabah erkenden toz olacaksın. Bir daha buralarda görmeyeyim suratını!"
Başımı salladım. Anlamıştım.

Şimdi bu mimleri kimlere yollamam gerekiyor... İşte en zor kısmıda bu sanırım...
Tatil bitti a dostlar :) Yarın son gün sonra yine sabahın köründe kalkma zamanı!!!

Pınar


3 yorum:

biyasimadahagirdim dedi ki...

benim de Aşk ile ilgili önyargılarım vardı, Bab-ı esrar ı da yeni bitirdim, bakalım benim kitaplıktan ne çıkacak:) yarın, bilemedin pazartesi cevaplarım mimi, teşekkürler;)

nohut oda dedi ki...

mımı aldım en kısa zamanda cevaplarım ıns..tesekkurler..

Unknown dedi ki...

Sağol canım cevapladığın için!

Yorum Gönder

Bakalım bu işe siz ne diyeceksiniz!!!